Yüksek
irtifa, sportif performans açısından bakıldığında 1000 metre ve üzerinde
rakımlı yerler yüksek irtifa yerleri olarak görülmektedir. (Roberts, &
ark., 1998). Deniz seviyesinden yüksek rakıma çıkıldıkça atmosferdeki basınç
azalmakta ve PO2 basıncının değişimi ile birlikte solunum
fonksiyonları da etkilenmektedir. Yükseklik artışıyla beraber ortam ısısı
belirgin olarak düşüş gösterir. Yükseltisi çok olan yerlerde fiziksel
performans ve maksimum oksijen tüketim volümü %60’dan daha fazla bir oranda
düşüş görülebilmektedir. Ayrıca 1500 metreden sonra çıkılan her 300 metrede max
VO2’de %3-3,5 azalma görülür (Akpınar, 2009).
Atmosfer,
canlıların yasaması için gerekli olan oksijen, karbondioksit ve azot
kaynaklarının neredeyse tümünü sağlamakla beraber, endüstrinin ve canlı organizmaların
artıklarını yok ederek fotosentez için gerekli olan güneş ışınlarını kullanır,
aynı zamanda öldürücü ultraviyole ısınlarından ve kozmik ısınlardan canlıları
korur (Şeren, 2007).
Hava, deniz kenarında 1 cm2’lik alana yaklaşık 1 kg’lık bir
kuvvetle basınç yapmaktadır. Bu basınç miktarına “1 atmosfer basıncı” denir.
Deniz seviyesinde basınç 760 mm Hg’dır. Deniz seviyesinden yukarılara doğru
gidildikçe rakım artar bununla beraber de atmosfer basınç düşer. Dalton
yasasına göre atmosferdeki hava 760 mm Hg iken solunan hava PO2 149
mm Hg’dır. Solunan havada ki PO2 alveollerde 100 mm Hg kadar düşerek
kanla beraber dokulara taşınmaktadır (Günay, & ark., 2013).
Deniz düzeyinde 760 mm Hg olan barometrik basınç 3000 metre yüksekliye çıkıldığında da 523 mm Hg olmaktadır. 15.000 metrede ise barometrik basınç 87 mm Hg’ya düşmektedir. Barometrik basıncın düşmesi ile orantılı olarak oksijen parsiyel basıncı da total barometrik basıncın %21’den biraz daha az olmak üzere azalmaktadır. Deniz seviyesinde 159 mm Hg iken 15.000 metrede 18 mm Hg olmaktadır (Karaca, 2011).
Hipoksi doku yüzeyindeki O2 eksikliği olarak tanımlanır.
Hipoksinin organizmaya etkileri incelendiğinde yükseklik seviyesine,
yüksekliğe çıkış hızına, yükseklikte kalış süresine, çevrenin sıcaklığına,
yapılan egzersizin türüne ve şiddetine, kişisel faktörlere göre değişebilir.
Yıllarca sporcular ve antrenörler arasında tartışmalı bir konu olan yüksek
irtifa antrenmanlarının iki temel amacı mevcuttur. Birincisi eritrositlerin
yüksek rakımlı yerlerde hipoksiye maruz bırakılarak eritrosit sayılarındaki
artış ile beraber hematolojik uyum gerçekleşerek dokuların oksijen kullanma
kapasitelerinde artış olmasını sağlamak olmuştur. İkincisi ise vücudun
hipoksiye bağlı olarak kazandığı hematolojik uyumu deniz seviyesindeki
antrenman ve yarışmalarda uzun süreli olarak musküler sisteme ve kardiovasküler
sisteme etkileyerek sporcunun performansını arttırmayı sağlamaktır (Beidleman,
& ark., 2003).
Yükselti de yapılan egzersizler, enerji tüketiminde artış meydana
getirir. Sporcuda yükselti ile beraber iştahsızlık, sıvı kaybı ve besinlerin
emiliminde azalma ile yükseltide ağırlık kaybından olabileceğini
belirtmektedir. Yükseklikte ağırlık kaybına neden olan başka bir faktör ise
besinlerin emiliminde ortaya çıkan azalmadır. Yükseklikte oluşan iştahsızlığın
nedeni olarak leptin oranında artış olduğu gösterilmektedir. Yağ dokusu
tarafından salgılanan leptin hormunu kan beyin bariyerini geçerek hipotalamusu
etkileyerek kişide iştah duygusunu azaltır (Çolak, 2007). Ayrıca kilo kaybının
nedenlerine bakıldığında yükseltide oluşan kilo kaybının büyük oranda kas
kitlesinden meydana geldiği görülmüştür. Yükseltide 5000 metrede kalan
dağcılarda vastus lateralis kasında %20’lik bir kas kaybı meydana gelmiş ve
kayıp ortaya çıkmış. Ayrıca benzer olarak Everest dağı tırmanışında dağcıların
Tip II kas liflerinde %25, Tip I kas liflerinde ise %26 kayıp tespit edilmiştir
(Hoppeler, & ark., 2003).
Aklimatizasyon,
kişinin yükseltiye uyum sağlamasıdır. Aklimatizasyon yükseklikte kalış
süresine göre kısa süreli ve uzun süreli olarak ikiye ayrılmaktadır. Sporcuda,
yüksekliğin artışına bağlı olarak ortaya çıkan ilk belirtiler kısa süreli
uyumlardır. Kişide kalp atım hızının ve kalp debisinin artışıyla dokulara kan
akımının arttırılması gerçekleşir ve hiperventilasyon sonucu karbondioksit aza-
lımı ve metabolik alkaloz meydana gelir. Kanda ph alkali yönde kayar (Günay,
& ark., 2013). Uzun süreli aklimitasyonlar ise, yükseltide birkaç günden
daha uzun kalınan ve sonrasında vücutta meydana gelen değişikliklerdir. Yüksek
irtifada kan hücrelerinin düzeyinde meydana gelen artışlardır. Sonucunda
hipok- siye bağlı olarak PO2’ nin azalması ve bununla birlikte
eritropoitenin hormonu salınımı ile eritropoizesize meydana gelir. Böylece
kırmızı kemik iliğinde artış görülür (Akgün, 2019). Yükseğe çıkıldıkça atmosfer
basıncında değişmeyle beraber insan vücudunda da pek çok etki görülebilir. Bu
etkileri incelediğimizde bireyin kalp dolaşımında, solunumunda ve kişide ki
metabolik etkileri görmüş oluruz.
YÜKSEK İRTİFANIN KARDİOVASKÜLER
ETKİLERİ
Yüksek irtifa şartları organizmanın fonksiyonlarında değişimlere sebep
olur. Sebeplerine bakacak olursak; atmosferdeki oksijen azlığı, düşük hava
sıcaklığı zararlı ışınlar ve radyasyon gibi etkenler organizmada değişmelere
neden olabilir. Kalp atımın sayısındaki artış, vücuttaki eritrositlerin
sayısında, hemoglobin sayısında artma, kan hücrelerinin sayısında ve bütün kan
hacminde artma görülebilir. Yüksek irtifaya çıkılmasından itibaren kalp dakika
volümü %20-30 artış gösterir. Yüksekliğe çıkıldığında da ağır hipoksi oluşumu
meydana gelir. O2 azalmasından dolayı beyinde işlevlerini yitirme
oluşabilir. (Şeren, 2007). Yüksek irtifaya çıkıldığında norepinefrin ve
epinefrin salgısında artış görülür. Bunun nedeninin parasempatik aktivite
gerilemesinden kaynaklandığı tespit edilmiş olup. Kalp atışında da hızlanma
görülür (Mazzeo, 2008).
YÜKSEK İRTİFANIN METABOLİK ETKİLERİ
Metabolizmada miyoglobin
sayısında artış meydana gelir. Bu nedenle oksijenin hücrelere geçişine yardımcı
olur. Metabolizmada karbonhidratların oksidas- yonun artmasıyla beraber iskelet
kasında da yıkım kapasitesi artar. Böylelikle maksimal oksijen tüketiminin
artış görülür.
Metabolizmada yağların oksidasyonu ile birlikte vücutta enerji elde
edilir. Yani ATP üretilir. Dayanıklılık antrenmanları sırasında yağın iskelet
kaslarına temel enerji kaynağı olarak işlev gördüğü hatırlanmalıdır. Yapılan
yoğun antrenmanlarda glikojen tüketimi ile daha az laktik asit birikimi
meydana gelir ve daha az yorgunluk oluşur (Fox & ark., 1988 ).
YÜKSEK İRTİFANIN SOLUNUMA ETKİSİ
İnsan
vücudunun metabolik işlemlerini devam ettirebilmek için vücuttaki dokulara
sürekli olarak oksijen temin edilmesi gerekmektedir. Yükseltiye çıkıldıkça
basınç düşer ve azalan oksijen basıncı kanın oksijenlenmesine zarar verecektir.
Kandaki yetersiz oksijen miktarı, bireyin vücuttaki bütün dokulara oksijen
temin edilmesini zorlaştıracaktır. Bunu önlemek için vücut, nefes frekansını çoğaltarak,
arttıracaktır. Bu yüzdende metabolizmada hiperventilasyon meydana gelecektir.
Böylelikle de vücuttan daha fazla karbondioksit atılmasına ve dokulardaki
asit-baz dengesinin bozulmasına neden olacaktır (Harvey ve ark., 1994).
Yapılan yükselti antrenmanları
bireyin fizyolojik yapısında deniz seviyesine göre daha hızlı bir değişim
sağlamaktadır. Bunun nedeni incelendiğinde yüksek irtifa ortamında vücut
hipoksiye maruz kalır ve böylelikle vücut fizyolojik olarak uyum sağlamaya
çalışır. Yükselti antrenmanları, sporcuda oksijen seviyesinin azalması ile
beraber sporcunun performans gelişimini olumlu yönde etkileyeceği için oldukça
önemlidir (Anholm & ark., 1996). Genel olarak bakıldığında sporcular deniz
seviyesinde yaptıkları antrenmanları yükselti antrenmanlarında hipoksi
nedeniyle devam ettiremezler. Ayrıca hipoksik ortamda antrenman yapıldığından
dolayı da egzersizin yüksek yoğunluklarında anaerobik mekanizmasında artış
meydana gelir. Antrenörler ve sporcular, yüksek irtifada yapılan antrenmanların
olumlu etkilerinin deniz seviyesine inildiğinde ne kadar zaman süreceğinin
performansını olumlu yönde ne kadar süre etkileyeceği konusuyla ilgilenmektedir
(Şeren, 2007).
Yapılan araştırmalar maksimum VO2’ nin oldukça yüksek
rakımlı yerlerde örneğin 25.000 fitte %60 azaldığını göstermiştir. Sporcunun
fiziksel performansında meydana gelen azalmalar olabildiğince fazla olmasına
rağmen bu değerlerin alışma süresinde ve oldukça sağlıklı dağcılarda da bu
konuyla alakalı çalışmalar yapıldığı görülmektedir. ABD’de 15 milyondan fazla
insan 10.000 fit yüksekte yaşamasına rağmen ABD’deki atletik müsabakalar 5000
fitlik yükseklikte yapılmaktadır. Bu da 5000 fit ’den daha düşük yüksekliğin
belirtileri fazla olmadığından dolayı pratik olarak özellikle 5000 ile 10.000
fit arasındaki yüksekliklerdeki yarışmaların üzerinde durulması gerektiğini
göstermektedir (Keul & Cerny, 1974).
YÜKSEK İRTİFA ANTRENMAN MODELLERİ
Meksika olimpiyatlarında, Kenya
ve Etiyopya’nın yükseltide yaşayan insanları, orta ve uzun mesafe koşu
yarışlarında başarılı bir performans sergilemesi bilim adamlarının yükseltide
yapılan antrenmanlara ve araştırmalarına odaklanmalarını sağlamıştır. Yüksek
irtifa antrenmanları sayesinde, oksijen kullanımının azalması vücut kırmızı kan
hücrelerini daha fazla üretmeye başlamaktadır ve böylece daha fazla oksijen
taşıma kapasitesi oluşturulmaktadır. Böylece, sporcu deniz seviyesine
döndüğünde gelişmiş bir aerobik kapasiteye sahip olacaktır (Cheung, 2010).
Yükseklik antrenmanlarının araştırılması ile pek çok yükselti
antrenmanında yeni metotlar ortaya çıkmıştır. Bunlar; yüksekte yaşa yüksekte antrenman
yap, alçakta yaşa yüksekte antrenman yap ve yüksekte yaşa alçakta antrenman yap
olarak sınıflandırılmıştır.
YÜKSEKTE YAŞA YÜKSEKTE ANTRENMAN YAP
Yüksek irtifa metotlarından olan
bu yaklaşım, pek çok araştırmacı tarafından incelenmiş olduğu görülmektedir.
Mellerowicz 1970’ de yaptığı bir araştırmada polis memurlarına 2020 metre
yükseklikte ve deniz seviyesinde 4 hafta süreli antrenman yaptırılmıştır.
Çalışma sonunda, 3000 metre koşu performanslarında yükseltide antrenman
yapmayanlara göre daha iyi bir sonuç olduğu görülmüş (Buzdağlı & Koz,
2019).
Adams ve ark. (1975) koşucular üzerinde 3 hafta süreli yapmış oldukları
çalışmada 2.300 m. ve deniz seviyesinde antrenman yaptırılarak değişimler gözlemlenmiş.
Yapılan araştırmanın sonucunda yükseltide antrenman yapanlarda 2 mil koşu
süresinin 7 saniye daha uzadığı tespit edilmiştir. Araştırmacılar bu sonucun
yükseltide yapılan antrenman şiddetinin daha düşük kalmasından dolayı olduğunu
savunmuşlardır (Buzdağlı & Koz, 2019).
Levine ve
Stray-Gunderson (1997) tarafından yapılan bir çalışmada; Koşucular üzerinde 3
farklı gruba ayrılarak 4 hafta boyunca antrenman yaptırılmış. 1. grup 4 hafta
süre ile deniz seviyesinde yaşayıp antrenman yapılan grup, 2. grup 2.500 m’de
yaşayıp 1.200-1.400 m’de antrenman yapılan grup (YYAA), 3. Grup ise hem yüksek
irtifada yaşayan ve hem de antrenman yapan gruptur.4 haftanın sonunca yapılan
araştırmada 2. ve 3.grupların maksVO2 artmış.5000 metre koşu
performanslarında ise sadece 2. Grupta anlamlı fark görülmüş (Le- vine &
Stray-Gunderson, 1997). Hahn ve Gore, (2001)’ e göre YYYA çalışmalarının çok
fazla pozitif etki sağlamamasının nedenleri ise,
Yükseltinin
2000-2200 metreden olması ve hipoksi şartlarına uyum sağlaması performansı
etkiler. Ayrıca kamp süresinin 3-4 haftadan az sürmesi performansın artışını
etkileyecektir.
Hipoksik
ortamda yapılan antrenmanın kardiyovasküler ve nöromusküler sistemlerin
fonksiyonunu arttırmak için gereken antrenman uyarılarında yetersiz kalması
performansın çok fazla pozitif yönde olmamasını neden olabilir.
Sporcuda oluşana stresin aşırı yorgunluk sendromu semptomlarında ve enfeksiyonlarda
artışlara neden olması performansı olumsuz yönde etkileyebilir (Cerrah, 2010).
ALÇAKTA YAŞA YÜKSEKTE ANTRENMAN YAP
Akut olarak
yükseklikte veya hipoksiye maruz kalmak kişide bazı fizyolojik değişimlere ve
egzersiz kapasitesinde bozulmalara sebep olabilir. Alçakta yaşa yüksekte
antrenman yap modelinde antrenman hipoksik ortamda yapılır, ancak hipoksik
ortam, yüksek irtifaya gerek duymadan normobarik bir ortamda kolayca
yaratılabilir ve bu nedenle uygulama açısından kolay ve pratiktir. (Cheung,
2010; Karabıyık, 2017)
YÜKSEKTE YAŞA ALÇAKTA ANTRENMAN YAP
Bu
antrenman modelinde ise, sporcular yüksek rakımlı olan yerlerde yaşayarak
oksijen taşıma kapasitesini ve kırmızı kan hücresi sayısını arttırır, buna
karşılık ise deniz seviyesinde antrenman yaparak yükseltideki VO2
max ve antrenman yoğunluğu azalması problemlerini azaltmayı hedeflemektedir.
Wehrlin ve ark. (2006)’ nın yaptığı bir çalışmada, 24 gün boyunca 2.500m’de
yaşayıp 1.000-1.800 m’de antrenman yaparak eritrosit, VO2 max ve
5.000 m koşu performansında artış olduğu tespit etmişledir. (Buzdağlı &
Koz, 2019).
YÜKSEK İRTİFADA ANTRENMANLARININ PERİYOTLANMASI
Yüksek irtifa seviyesi dışında,
sporcuların yükseklikte kalma süreleri de sporcuların adaptasyon sağlanması ve
performansın iyileştirilmesi konusunda en önemli faktörler arasındadır (Adams
& ark., 1975). Antrenör sporcuların gelişimlerini göz önünde bulundurarak
yüksek irtifada yapılacak antrenmanların yoğunluğunu, yükseltide ne kadar süre
kalınması gerektiğini bilmesi sporcuların performansında olumlu bir şekilde
gelişme sağlayacaktır.
•
Yüksek irtifada en uygun süre 3-4 haftadır. Bu süreyi
geçmemek gerekir.
•
Çıkılan yükseklikle beraber kalınacak sürede de artış
görülür.
•
Rakım yükseldikçe kamp süresi uzar, rakım düştükçe kamp
süreside azalır.
•
Yüksek irtifa antrenmanları hazırlık döneminin sonunda
sporcuların sportif niteliklerinin iyi olduğu durumda yapılmalıdır.
• İrtifaya
çıkıldıktan 4-6 gün uyum sürecine uygun egzersizler yapılmalıdır.
•
Antrenman 12-14 günü kapsayacak şekilde ayarlanmalıdır.
•
Yüksek irtifaya çıkılmasının son 3-4 günü deniz
seviyesine dönmeden önce toparlanmaya ayrılmalıdır.
•
Yükseltide yapılan kamp döneminde karbonhidrat yüklü
besinler tüketilmelidir (Aslan & Eyüboğlu, 2016).
•
Yüksek irtifadan dönüşte performans artışı için
yükseklik etkisinin hedeflenen ortamda kullanılması önemlidir.
•
3-4 haftalık yüksek irtifa antrenmanı sonrasında, deniz
seviyesine inildikten 7-10 günden sonra performansta artış görülür.
•
Performansın arttırıcı etkisi 30 güne kadar devam
edebilir (Fox & ark., 1988).
YÜKSEK İRTİFA
ANTRENMANLARINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Yüksek irtifada antrenman
yapılmadan önce birçok şeye dikkat etmek gerekir. Çünkü bireyin hipoksik ortama
maruz kaldığında dağ hastalıkları, akut rahatsızlıklar meydana gelme olasılığı
oldukça yüksektir. Bundan dolayı da sporcuların, antrenörlerin yüksek irtifaya
maruz kalmadan önce dikkat edilmesi gereken hususlar mevcuttur.
•
Sporcuların yüksek irtifa öncesinde kas glikojen
depolarının dolu olduğuna dikkat edilmelidir.
•
Sporcuların hipoksik ortamda yapacakları antrenman
öncesinde iyi bir şekilde metabolizmalarının dinlenmiş olması gerekmektedir.
•
Yükseltiye çıkacak kişinin kan değerlerinin yüksek
irtifaya çıkmadan önce tespit edilmesi gerekir.
•
Yükseltide laktik asit biriktiren çok yoğun
çalışmalardan kaçınılmalıdır.
•
Yüksek irtifaya çıkıldığında ve adaptasyon zamanında
sporcularn sıvı alı- mına dikkat edilmelidir.
• Doktor
kontrolünde gerekli görüldüğünde sporculara antioksidan içerikli besinler veya
çeşitli supplementler ile demir yüklemesi yapılmalıdır (Martin & ark.,
2010).
Genç sporcular yüksek irtifada antrenman yapabilecek düzeye geldilerse
antrenman yapılması daha iyi olacaktır. Yüksek irtifa sağlık problemlerini arttırabilir,
yükseltiye çıkılmadan önce doktor kontrolünden geçilmelidir. Sporculara önemli
maçlardan önce veya önemli turnuvalardan önce değil, yarışma sezonundan önce
hazırlık döneminde yüksek irtifada antrenman yaptırılmalıdır (Dick, 1992).
Yorumlar
Yorum Gönder