Kaslarımız, fibril adı verilen kas liflerinden meydana
gelmektedir. Bu kas lifleri, kaslarımızın kasılma şeklini ve süresini
belirlediğinden sporcunun performansı üzerinde büyük etkiye sahiptir. Bu
makalemizde iskelet kaslarımızda hangi tür liflerin bulunduğunu ve söz konusu
liflerin sportif performansa etkisini inceleyeceğiz.
Kas
Lifi Nedir?
Tıp dilinde fibril adı verilen kas lifleri, kas
fasikülleri içerisinde bir araya gelerek kas dokusunu meydana getirmektedir.
Kaslarımızı oluşturulan bu lifler farklı biyolojik
özelliklere sahiptir ve dolayısıyla da sportif performansa yönelik etkileri de
farklı olmaktadır.
Kas
Lifi Çeşitleri
İskelet kaslarımızdaki lifler başlıca Tip I ve Tip II
kas lifleri olmak üzere ikiye ayrılır. Tip II kas lifleri ise kendi içerisinde
Tip II a ve Tip II b şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Vücudumuzdaki liflerin
dağılımını genetik özelliklerimiz belirler.
Tip
I Kas Lifleri ( SLOW TWİTCH MUSCLE )
Tip I kas lifleri, kırmızı kaslar olarak da bilinir.
Kontraksiyon (kasılma) hızları yavaştır. Bu liflerin genel özellikleri
aşağıdaki gibidir:
§
İçerdikleri
mitokondri sayısı fazladır. Dolayısıyla aerobik kapasiteleri yüksektir.
§
Büyük miktarda
kılcal damar ağıyla çevrilidir ve yüksek yoğunlukta miyoglobin içerirler. Kasa
kırmızı rengini veren, içerdikleri yüksek miktardaki miyoglobindir.
§
Yüksek aerobik
kapasitelerinden dolayı kolay kolay yorulmazlar.
§
Dayanıklılık
özellikleri gelişmiştir ancak düşük kuvvet üretirler. Bir başka deyişle, yüksek
aerobik-düşük anaerobik kapasiteye sahiptirler.
Kırmızı kaslar adını da verdiğimiz Tip I kas lifleri
bu özelliklerinden dolayı uzun süreli enerji üretimini gerekli kılan sporlarda
önemli bir rol oynamaktadır. Kısa süreli ve patlayıcı güç gerektiren sporlarda
ise, sportif performansa katkıları çok düşüktür.
Örneğin maraton koşusu gibi uzun mesafe koşularında
Tip I lifler baskın olarak görev almaktadır. Bu nedenle maraton koşucularının
kırmızı kas oranları daha yüksektir.
Tip
II Kas Lifleri (FAST TWİTCH MUSCLE)
Tip II kas lifleri, beyaz kaslar olarak da bilinir.
Kontraksiyon (kasılma) hızları yüksektir. Tip II a ve Tip II b olmak üzere
ikiye ayrılırlar. Bu liflerin genel özellikleri aşağıdaki gibidir:
§
İçerdikleri
mitokondri sayısı düşüktür. Dolayısıyla anaerobik kapasiteleri sınırlıdır.
§
Düşük miktarda
miyoglobin içerirler. Kasa beyaz rengini söz konusu eksiklik vermektedir.
§
Düşük
anaerobik kapasitelerinden dolayı çabuk yorulurlar. Ancak anaerobik
kapasiteleri yüksektir. Büyük miktarda kuvvet üretirler.
Beyaz kaslar adını da verdiğimiz Tip II lifler bu
özelliklerinden dolayı kısa süreli ve yüksek şiddetli , patlayıcı güç gerektiren
aktivitelerde görev alırlar. Buna mukabil uzun süreli enerji üretimini gerekli
kılan aktivitelerde katkıları çok düşüktür.
Tip
II a ve Tip II b arasındaki farkı ise kısaca şöyle özetleyebiliriz:
§
Tip II a
lifleri, ara lifler ya da hızlı oksidatif
lifler olarak adlandırılır. Tip I ve Tip II b arasında konumlandırılırlar.
Dayanıklılık antrenmanları ile aerobik kapasitelerinde Tip I liflerine benzer
artış sağlanabilmektedir.
§
Tip II b
lifleri, hızlı glikolitik lifler olarak
adlandırılır. Oksidatif kapasitesi en düşük olan lif tipidir. Bu nedenle
aerobik ve yorgunluğa direnme kapasiteleri çok sınırlıdır. Patlayıcı güç
dediğimiz, ani ve yüksek kuvvet üretiminde görev alırlar.
Kas
Liflerinin Sportif Performansa Etkisi
Vücudumuzdaki lif dağılımının genetik faktörlerce
belirlendiğini ifade etmiştik. Bununla birlikte kas gruplarına göre de farklı
dağılım söz konusudur. Örnek vermek gerekirse, kollarımızdaki Tip II lif
yüzdesi, bacaklarımıza oranla daha fazladır. Çünkü bacaklarımız bütün vücudu
taşıdığından daha az yorulma özellikleri taşıması gerekir. Bu nedenle de Tip I
yüzdesi daha fazladır.
Bir kastaki lif dağılımı kişiden kişiye göre de
farklılık göstermektedir. Örneğin her insanda kol kaslarındaki Tip II lif
yüzdesi, bacak kaslarına göre daha fazladır. Ancak kollardaki Tip II miktarı,
kişiden kişiye göre değişim göstermektedir.
İşte bu farklılıklar, sportif performansı
belirlemektedir. Yüksek oranda Tip I kas liflerine sahip olan sporcular orta ve
düşük şiddetteki, uzun süreli aktivitelerde başarılı olabilmektedir. Uzun
mesafe koşucularını buna örnek olarak verebiliriz. Buna karşılık yüksek oranda
Tip II kas liflerine sahip sporcular ise, yüksek şiddetli, kısa süreli,
patlayıcı güç gerektiren aktivitelerde başarı göstermektedir. Buna örnek olarak
da bodybuilding (vücut geliştirme) sporcularını ya da kısa mesafe koşucularını
örnek verebiliriz.
Yapılan antrenmanlar iki lif tipinin birbirine
dönüşmesini sağlamaz. Bir başka deyişle, dayanıklılık antrenmanları yaparak Tip
II lifleri Tip I liflere dönüştüremeyeceğimiz gibi; kuvvet ve sürat
antrenmanları yaparak da Tip II lifleri Tip I liflere dönüştüremeyiz. Ancak
yukarıda da ifade edildiği gibi, dayanıklılık antrenmanları ile birlikte Tip II
a liflerinin aerobik kapasitesini artırmak mümkündür.
Erkek
ve Kadınlarda Lif Dağılımı
Erkekler ve bayanlarda lif dağılımı belirgin bir
farklılık göstermese de, erkeklerin Tip II lif oranı görece kadınlara göre daha
yüksektir. Buradan erkeklerin kadınlara kıyasla kuvvet ve sürat gerektiren
sporlara nispeten daha yatkın olduğunu ifade edebiliriz.
Yorumlar
Yorum Gönder